Midilli Adası (Lesvos) 1

mytilene4

Sırada Türk gezi yazarlarının gözdesi, adım başı Midilli yazısı ile dolu olan google sayfalarına eh ayıp olmasın bari, ben de yazayım yazısı. Gitmeden tüm takip ettiğim gezi bloglarını oku Allah oku gözlerimi ağrıttım. Ne yapalım ne edelim derken bu sefer annem ve babamı da kattık işin içine, hepimizi nasıl mutlu ederim peşine düştüm.

 

Okuyorum ama her yazı aynı mı olur arkadaş. Her gezi ya da gezgin aynı cafelere mi gider ya! Rotalar, gidilen cafeler her şey aynı. Demek ki burada her yerde yenip içilmiyor dedik ve  aynı şeyleri yapmaya karar verdik. Tesadüfen karşımıza bir şeyler çıkarsa onu da deneriz diyorduk ancak bayram tatilinin kısalığı risk almamızı biraz engelliyordu.

 

Tabii ki evdeki hesap çarşıya uymadı ve haftalarca üzerinde çalıştığım tur programım ilk dakikadan itibaren elimizde olmayan sebeplerle değişti. Özellikle de kaybolarak keşfettiğimiz köyler gezinin can damarı oldular.

 

Normal şartlarda Ayvalık’ta bir gece kalacak ve bir sonraki sabah ver elini Midilli diyecektik.

 

Bayram’da Midilli’nin dezavantajları:

 

–          Sabahları 2 Feribot kalkıyor, her biri yaklaşık 850 kişi taşıyor. Sonuç olarak tıka basa dolu giden bu Hindistan otobüslerinin kalabalığını andıran feribota binebilmek için uzun kuyruklar oluşuyor. Bir anda pasaport kontrolde yığılma oluyor. Kuyruğun sonu belli değil.  9’da kalkması gereken feribot için 8’de kuyruğa girip 1 saat ayakta beklemeniz gerekiyor ve o feribot 10:30 da ancak kalkıyor.

IMG_1125

 

–          Turyol feribotu Jale Tur’un feribotunu döver misali daha hızlı olduğundan Midilli’de karşınıza çıkacak olan pasaport kuyruğunda önden yer kapabilme şansını yakalıyorsunuz o yüzden Turyol’dan vazgeçmeyin.

 

–          Kapı Vizesi ile ilgili biz Lutars Travel’dan bilgi aldık, Hazal ve Nazlı Hanım konuya hakim ve işin takipçisi. Daha önceden bir Elçilik deneyimim olduğundan, çalışma şeklini çok beğendim. Pasaportları unutan, ilgilenmeyen bir çok yer var haberiniz olsun.

 

–          Feribot yaklaşmaya başladığında, yaw öne geçip ne olacak, herkes insin biz en son ineriz demeyin sakın. Biz yaptık siz yapmayın! Önden yer tutun gerçekten güneş altında 1600 kişi kuyruk oluşturduğunda canınız çıkıyor o sıcakta hiç çekilmiyor.

fotoğraf 3

Jale Tur Feribotu daha yavaş olduğundan geride kaldı, bakınız biz daha öndeyiz. Ancak önümüzdeki sırada da yüzlerce kişi vardı. Yalan yok, Hindistan-Çin toplu taşıma araçları gibiyiz…

 

Gelelim güzel şeylere. Biz daha önceden araba kiraladığımız için geriye kalan yüzlerce kişinin söylenmelerini duyuyorduk.

– Vay arkadaş!Araba yok diyorlar!  Nasıl kalmaz yaaa! Arabasız napıcaz! Koca adada araba mı yok! Oluuum taksiyle gidemeyiz ya 50 Km uzakta bizim otel!!!Lan Yunan adasına geldik, gelmez olaydık yaa amaaan!

 

Evet, yani ne yapacağız, gitmeden arabamızı kiralayacağız çünkü ada öyle Meis gibi falan değil. Otobüs saatlerini takip etmek biraz zor. Arabayı önceden kiralayın derim. Best Car Rental bu işte iyi. Mytilini’de Jale turun hemen yanındalar. Arabanızın küçük olmasına dikkat edin, yollar dar kenarını köşesini çizersiniz.

 

Turyol ve Jale tur, arabalı feribot ile de geçiş sağlayabiliyor. Bunların saatleri değişik olabiliyor, acenta ile bunu görüşün. Gitmeden önce arabanız için yeşil sigorta denen bir şey yaptırmanız gerekiyor ve araba için de ayrıca bilet alınacak. Açıkçası oradan araba kiralamak daha ucuza geliyor. İndi bindi, evrak kontrolü, gümrük derken daha fazla zaman kaybetmenin manası yok. Limana indikten sonra tüm araba kiralama acentaları burnunuzun dibinde zaten, alın arabayı gidin.

 

İlk gün: Ada’ya adım atmaca..

 

Midilli turunu ben hazırlamıştım. Tüm araştırmalarımı yapmış ve bir seyahat acentasının müşterilerine sunacağı şekilde yolcularımızı aydınlatacaktım.

 

Ancak evdeki hesap çarşıya uymamaya taaa Ayvalık Hudut kapısında başlamıştı. Feribot geç kalkmış ve saat 10:30 da varmamız gereken yere biz 12:30 da varmış ve yarım saatlik pasaport kuyruğundan sonra adaya adım atmıştık.

Adanın başkenti olan Mytilini’ye ayak basıp orada biraz dolaşmamız gerekiyordu ancak bir anda öyle bir kalabalık üstüme geldi ki orada kalmak için hiçbir sebebim olmadığını düşündüm. Hemen ilk hedef olan Mytilini’yi es geçerek Molivos’u son durak olarak seçtik. Önce Orta Çağ kentini görmenin bir sakıncası yoktu.

 

Mytillini-Molivos: yaklaşık 50km. Tam olarak 1 saat sonra oradasınız. Yollar çok düzgün hatta en iyisi diyebiliriz. Toprak yol karşınıza hiç çıkmayacak ve neredeyse otoban gibi geniş yollar da göreceksiniz.

midilli-harita-lesvos-map

 

Feribottan inen yolcular adayı istila etmeye başlamıştı ve ne kadar hızlı kaçarsak o kadar iyiydi. Panagiouda ve Panfila üzerinden (sahil şeridinden) gitmeye başladık. Hepimiz inanılmaz acıkmıştık ancak Panagiouda’da hemen denize nazır güzel salaş lokantalarda yemek istemiş olsak bile ileride daha iyisini bulabiliriz mantığıyla açlığımızı hayallerimizle bastırdık. Bu güzel köylere hayran hayran bakarak ilerlerken, yine her zaman olduğu gibi, burnumuzun dibindeki adayı nasıl vermişiz arkadaş diyerek söylenmeye devam ediyorduk. Radyo’da TRT FM çekerken, bunu söylememek biraz zor. Hala Turkcell’le bağlanıyorduk hayata.

 

Panagiouda’nın Pitoresk limanından yaklaşık 6 km sonra sağ tarafa dönmenizi söyleyen Thermis oku çıkaracaktır karşınıza. Tabelaları takip ederek Thermi Şifalı Sular şehrine doğru gidebilirsiniz orada yine karşınıza çıkacak olan Agios Rafail Manastırını’da ziyaret edebilirsiniz. Çok mu gerekli diye sorarsanız, eh oralara gelmişken görün derim ancak yola saat kaçta çıktığınız çok önemli.

 

Mantamados: Mytilini ve Molivos’un tam ortası (Navigasyon’da Mantamados diye işaretleyin önce)

 

Buralardan sonra doğruuuuca Mantamados’a gidiyorsunuz. Bu şirin dağ köyünde el yapımı seramiklerle dolu olan hediyelik eşya dükkanlarına girip zaman geçirebilirsiniz. Hem Mytilini’den biraz daha ucuz. Bir Yunan kahvesi içebilirsiniz, yani bizim Türk kahvesi ama neyse ortama uyum sağlıyoruz işte ancak unutmayın, meydanda ki kahvehanede kahveleri kömür ateşinde yapıyorlar ve muhteşem oluyor.

madamados

 

Aslında burada da güzel lokantalar vardı ve benim tur programımda burada da yemek yenebileceği yazılı idi ancak babam duruma el attı: Yaaaaa Mizyaaaal burdaa yemek mi yenir Allaaah aşkınaaaa, bunlar ne anlar balıktan! .

Tamam, baba dedik ve devam ettik. Hala açtık. Bense açken Muazzez Abacı’nın yeşil kıyafetli hali gibi olabiliyordum ancak bu duygularımı bastırıyordum henüz.!

 

Yola Devam!!!!

 

Yolda Sykamia civarında bir kayaya oyulmuş olan Panagia Gorgona Kilisesini görmeden geçmemiz gerektiğini tüm gezi yazıları yazmış eh dedik hadi bakalım bir. Yolun hemen sağ tarafında bir kalabalık ve otobüs yığını görürseniz anlarsınız zaten. Aşağı doğru inen dik yokuşun kesinlikle dönülmez bir yer olduğu duygusuna kapılabilirsiniz ancak orası doğru yer. Arabayı park edin ve içeriye göz ucu ile de olsa bir bakın. Gerçekten hoş. Yunan adalarında tüm kiliseler şaaşaalı zaten. Ama buranın çok eski olduğunu görüyor ve yine hayallere dalıyorsunuz.

IMG_1126

Fazla oyalanmadık, bir hayli kalabalıktı, devam ettik. (Tuvalet molası verebilirsiniz, gayet temiz)

 

Molivos (Mithimna)

 

Saat 16:00’ı gösteriyordu ki biz sonunda Molivos Orta Çağ kentine giriş yapmıştık. Heybetli görüntüsü ile Molivos Kalesi önümüzdeydi. Aklımızda Barbaros Hayrettin Paşa’nın kızıl sakalları ile bu taşlı yollarda yürüdüğünü canlandırıyorduk. Gerçi çoğul konuşmayayım yani ben öyleydim en azından:)

IMG_1128

 

Prehistorik Dönemlerden itibaren yerleşim yeri olmuş ve adanın en önemli antik kentidir.Şair ve hikayeci Argiri Eftaiotis burda doğmuş ve İlias Venezis burada yaşamıştır. Bunlar kim, hiçbir fikrim yok her yerde aynı reklam vardı ne yapayım, belki siz biliyorsunuzdur yahu.

Cumbalı taş evleri ve kaldırımları ile özgün bir yapıya ev sahipliği yapam bu kent 1965 yılında mimari açısından koruma altına alınmıştır. Limanı da yine bu özgün yapıya uygun bir şekilde tüm romatizmi ile muhteşem fotoğraflara poz vermektedir. Yanlış anlaşılmasın ben fotoğraf makinamı kaybettiğimden muhteşem foto falan çekemedim. Bunlar telefondan. Saygılar.

IMG_1130

 

Molivos’ta kendimizi kayalıklara oyulmuş gibi görünen lokantalardan birinde oturmamız gerekiyor diyerek gaza gelmiştik. Hala açtık, öğlen yemeği yememiştik. O dik yokuş biraz gözümüzü korkuttuysa da başladık yürümeye. Sıcakta cabasıydı hani.  Ancak hiç balık lokantası göremedik. Her yerde makarna, pasta, börek. Anladık ki limanda yenmeliydi balık ama ben artık bayılmak üzereydim ve sinirim tepemdeydi. Saatlerdir bastırdığım Muazzez Abacı sonunda ortaya çıkmıştı. Gözüm dönmüştü. Yeterrrrrrrrr!!!!! Makarna yiceeeeem! İsyanım sonrasında herkes tehlikenin farkına varmıştı ve kimseden ses çıkmadı. Gatos Restauranta oturduk.

gatos

O kadar saat aç kaldıktan sonra makarna yemenin verdiği moral bozukluğu vardı ancak “ Garides Saganaki” belki keyiflerini yerine getirir demiştim. I-ıh olmadı. Midilli’nin özel peyniri fırında Ladotiri istedik, eh o biraz iyi idi. Greek Salad isteyelim çoook beğeneceksiniz dedim, ne o öyle eşeğin önüne koyar gibi doğramışlar üstüne bir de peyniri atmışlar oldu. Ancak muhteşem bir manzara vardı ve herşeyi unutturmaya yetti de arttı bile.

gatos 2

Makarnayı 1 dakika içerisinde hız rekorumu da kırarak yuttuktan sonra (bknz:çiğnemeye vaktim olmadı, çok açtım) hemen kalktım kaleye çıkmam gerekiyordu ve yeni aldığım fotoğraf makinamla harikalar yaratacaktım. Ama o da ne!!! Fotoğraf Makinası neredeydi!! Yoktu. Unutmuştum ya da çalınmıştı, ne derseniz artık! Dakika bir gol bir olaylar başlamıştı. Moralim yerlerde idi. Vurdum kendimi ara sokaklara başladım tırmanmaya, hedefimiz kale idi.

 

Molivos Kalesi:

molivos-castle

Gatos’tan annemle birlikte ayrılırken, garsona kibarca kaleye nasıl gidilir diye sordum, ancak aldığım yanıt biraz garipti: Emin misiniz? Biraz sıcak bence akşam gidin…

 

Eminiz canım heralde Allah Allah, başka zamanım yok, hem ben gezginim, her yeri gezerim. Dedim içimden. AMA SADECE İÇİMDEN! Keşke dinleseymişim.

 

Önce Kale ile ilgili bilgi vereyim:

 

Bazı yerleri gri ve kızılımsı volkanik taşlarla döşenmiş bu kale çok iyi korunmuş olan bu ortaçağ kentinin göz bebeği diyebiliriz. Son şeklinin verilmesinde Osmanlı dönemine denk geldiğinden bizden izler taşır. Koruma altında olan Molivos’a muhteşem bir manzara ile bakmak istiyorsanız uğrayın.

molvos

Çalışma Saatleri: Salı-Pazar: 08:00-20:00 ve Pazartesi günleri: 13:20-20:00

 

Orta Çağ kentinin bu daracık ve gölge içerisindeki dar sokaklarında devamlı yokuş yukarı çıkmak suretiyle tırmanışa geçtikten sonra, sokak aralarında bulunan bakkalların boyum kadar salatalık sattığını  gördükçe şaşırıyor, Greek Salad denilen salatanın neden Eşeğin önüne atılan yem misali iri doğranmış salatalık ve Domateslerden oluştuğunu daha iyi anlayabiliyordum. Yola devam ettikçe güneş altında kaldık derken artık önce kendime daha sonra anneme itiraf etmek zorunda kalacağım çarpıntım başlamıştı ve acilen oturmam gerekiyordu.Geri döndük, garsona bakamadım, gururum kırılmıştı.  Maalesef limonlu soda ve serinlik iyi gelecekti ve sanırım artık eskisi kadar bana bir şey olmaz diyemiyordum, yaşlanıyor muyum ne!!! Ya da biraz daha kontrollü yemek yeme sınırına gelmiş olmalıyım.

 

Merak edenlere duyurulur: Kaleye araba ile de çıkılabiliyor. Belli bir yere kadar. Tavsiyem güneş battıktan sonra gitmeniz, muhteşem bir manzara olacağı kesin.

IMG_1131

Ben kendime geldikten sonra yavaş yavaş dönüş yoluna başladık. Adaya bir kez daha gidersem nerede kalacağımı kesinliğe kavuşturdum: Molivos!!! Deniz biraz daha kuytuda kaldığından dalgayla sıkıntı yaşamıyorsunuz ve aksine aynı Kaş’ta yaşadığım o coşkuyu yaşatıyor güzel manzarası ve ben bunu kolay kolay söylemem.;)

Hediyelik eşyalar için orjinal bir dükkan bulduk ve hemen kelebek koleksiyonumuz için bir şey aldık. Her adadan bir tane almış olduk yani:) Mutlaka uğrayın hakikaten gezmeye değer.

Bu arada unutmayın, Navigasyon cihazınız Molivos’u anlamayacaktır. Molivos aynı zamanda Mithimna diye de anılıyor. Navigasyonlar sadece Mithimna’yı algılıyor.

 

Nerede Yenir?

 

Kaleye doğru giden yokuşlu yollarda gezmek için daha sonra oyalanırsınız, hemen antik limana doğru yol alın, önce bir yokuş çıkacaksınız  daha sonra aşağı doğru süzülecek olan yolu takip etmelisiniz. Sea Horse veya Le Grand Bleu’yu göreceksiniz, kararı siz verin. Şarap sosunda ahtapot ve Kabak çiçeği dolması ile başlayın gerisini Türk sezgileriniz ile algılayabilirsiniz zaten..

 

Vatera’ya doğru yola çıkıyoruz. Ama önce yol üstünde PETRA:

 

Yollar tahmin ettiğimden daha güzel, hiç toprak yolla karşılaşmadık. Petra’ya çok kısa bir süre içinde girdik. Fikirlerim gittikçe değişiyordu, bir sonraki gelişimde kesin Petra’da kalacağım dedim işte o an. Yol üzerinde çarpan dalgaların arabaya doğru vuruşu, yolların ıslaklığı ve hemen yanımızda duran o güzelim balık lokantaları. Denize girmek için ideal oteller etrafımızı sarmıştı. Petra gerçekten kalınması gereken bir yerdi. Bayram tatilleri dışında gidecek olursanız mutlaka hatırlayın feribottaki tüm turla geziye katılanlar Petra’da kalıyordu. Varmış bi olay..

lesvos_sigri

 

120 basamak sonrasında karşınıza çıkacak olan kiliseye bir küçük tırmanış sonrasında ulaşabiliyorsunuz. Mitolojiye göre Truva Savaşlarında Aşil burayı barınak yeri olarak kullanmış.

petra church

 

Petra, 19. ve 20. yy dan kalma oldukça bakımlı konaklarla doludur. Vareltizdena Konağı’da tüm yıl boyunca bir müze olarak turistlere açıktır. Ziyaret edilebilir.

petra

Aynı zamanda Petra ve etrafı bir kuş cennetidir, bu her ne kadar okumuş olsam da fazla aklıma yatmamıştı. Ne cenneti gibi bir bakış açım vardı taa ki, Petra’dan çıktıktan sonra benzin almak için duracağımız ilk yerde koca bir pelikan sürüsüne denk gelene kadar.!

fotoğraf

Tamam fotoğraf çok kaliteli değil ama gerçekten onlar pelikandı!!!

 

Kalloni-Achladeri üzerinden Vatera’ya vardık o gün. Akşam 7 gibiydi, Vatera’nın 8 km’lik kumsalında ilk yürüyüşümüzü yaptık ve muhteşem bir yemekle günü kapadık.

Benzin fiyatı çok çok ucuz değildi. Yol üzerinde benzinimiz bitince tedirgin olmuştuk, yanınızda nakit taşıyın çünkü kart geçmedi o benzinlikte;)

Vatera Beach Hotel’de kalacaktık, ahtapottan anlamayan tek otel olarak tarihe geçiriyorum. Tüm gezi yazılarında yemekler muhteşem deniyordu ancak maalesef olay öyle değildi,

Muhteşem yemek nerede yenir, Uzo nerede içilir ve yeni güzergahlar bölümü en kısa zamanda yazılacak.)

Şimdi akşam üstü deniz sefası için Mizot ve Fırot plaja giderler,

İyi gezmeler..

 

Yazının devamı için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:)

Midilli 2. Bölüm

 

 

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir